Son bir ayda, kadın hakları ve cinsiyet eşitliği adına TBMM’de yapılanlar ve daha çok yapılmayanlar
Eşitlik için Kadın Platformu (EŞİK) TBMM İzleme Grubu olarak, 16 Ekim-15 Kasım 2020 tarihleri arasındaki süreci kapsayan ikinci izleme raporumuz da parlamentonun kadın hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği dersindeki zayıf notlarını ortaya koydu. Bu dönem, 2021 Kamu Bütçe Tasarısı’nın tartışılmaya başlandığı günlere denk gelirken, usul ve yasalara uygunluk açısından oldukça tartışmalı olan yeni bütçenin de kadınların sorunlarının çözümüne, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik olmadığını bir kez daha gördük.
Cumhurbaşkanlığı, 2021 hedefleri arasına kadına yönelik ayrımcılığı daha da derinleştireceği kesin olan ‘Kadın Üniversitesi’ kurulmasını yerleştirirken; Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde hemen hiçbiri cevaplanmayan pek çok soru işareti ortaya kondu. Örneğin bütçe görüşmelerine halkın, STK’ların, özellikle kadın örgütlerinin katılması önerileri, bakanlığın ‘kadınların yaşadığı sorunlara dair’ nasıl bir bütçe ayırdığına ilişkin sorular gibi havada kaldı. Hakkında evinde çalışan Nadira Kadirova’nın şüpheli ölümüyle ilgili iddialar olan AKP milletvekili Şirin Ünal’ın bu görüşmelerde oturum başkanı olması ise adeta inadına seçilmiş izlenimi veriyordu ve tüm kadınlara bir tehdit niteliğindeydi.
Yıllardır dinlenmeyen bir uyarımızı, bu kez CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca yaptı: Üç ayrı hak ihlalleri alanının tek bakanlık bünyesinde yönetilemediğini belirten Karaca, “Kadın Bakanlığı kurulmadığı sürece, kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri ve istismarlarının önüne geçilebilmesi mümkün değil” dedi.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ MASKELERDE KALDI
Parti grup toplantılarında HDP Milletvekilleri Filiz Kerestecioğlu, Oya Ersoy, Gülistan Kılıç Koçyiğit ‘İstanbul Sözleşmesi Yaşatır’ maskesi taktı ve İstanbul Sözleşmesi yazılı dövizler taşıdı, Plan ve Bütçe Komisyonu’na mor feminalı maskesiyle katılan CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker, İstanbul Sözleşmesi’nin bir an önce hayata geçirilmesini, kadınların yaşam hakkının yok sayılmamasını istedi. Ancak Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer’in ‘İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik saldırılara neden sessizsiniz?’, CHP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil’in ‘Neden erken yaşta evliliklerle ilgili düzenleme yapılmadı? Neden kadınlar sadece ille de anne olsun isteniyor?’ gibi sorularını da cevapsız bıraktı.
Cevapsız kalmaması dileğiyle, biz de EŞİK olarak 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nün TBMM’de özel olarak kadına yönelik şiddet konusuna ayrılması, Meclis’in İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanıp uygulanmadığını denetleme görevini yerine getirmesi talebimizi yineliyor, bütçe konusunu ayrı bir raporda ele alacağımızı not düşerek, TBMM’nin son bir ayda gösterdiği ya da gösteremediği kadınlara dair performansına geçiyoruz:
Genel Kurullarda konuşan 96 milletvekilinden sadece 9’u ‘kadın’ sözcüğünü kullandı.
Parti gruplarında kadın konusu: HDP 37 dakika, İyi Parti 6, CHP 15 saniye!
54 kanun teklifinden kadınların payına yalnızca 1 tane düştü
836 soru önergesinden ancak 8’i kadınlarla ilgiliydi
Kabul edilen kanunlarda kadının adı hiç yoktu
27 meclis araştırma önergesinden sadece 2’si kadın içindi
Mecliste yapılan 90 basın toplantısından sadece 3’ü kadınların yaşadığı sorunlara değindi.
GENEL KURULLARDA KONUŞAN 96 MİLLETVEKİLİNDEN SADECE 9’U ‘KADIN’ DEDİ
16 Ekim-15 Kasım 2020 tarihleri arasında TBMM 9 uzun genel kurul toplantısı yaptı. Bu toplantılarda konuşan 96 milletvekilinden sadece 9’u kadınlara dair bir şeyler söyledi.
TBMM Başkanı’nın içinde kadınlar ya da İstanbul Sözleşmesi geçen herhangi bir demeci, çabası, girişimi ve hatta vaadi: YOK
TBMM Başkan Yardımcılarının herhangi bir demeci, çabası, girişimi ve hatta vaadi: YOK
İnanılmaz ama bir gün boyunca Meclis’te kadının adı tam 111 kez geçti ancak aşağıda ayrıntısını göreceğiniz gibi geçmese olmazdı, çünkü konu kadınlarla ilgili bir meclis araştırma önergesiydi. Zaten o da kabul edilmedi.
Bunun dışında sadece 3 milletvekili kadınlara dair konularla TBMM genel kurul kürsüsüne çıktı:
3 Kasım 2020’de HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş,bir kadın hakları aktivisti olan eski Nusaybin Belediyesi
Eş Başkanı, TJA dönem sözcüsü Ayşe Gökhan’ın 83’üncü kez gözaltına alındığını ancak herhangi bir suç isnadı bulunmadığını belirtti ve bu keyfiyetin kadın hakları savunuculuğuna yönelik bir saldırı olduğunu söyledi. “Kadın katillerini, kadına yönelik suç işleyenleri, tecavüzcüleri, istismarcıları tutuklayın; kadın hakları savunucularına dokunmayın” dedi.
5 Kasım 2020’de CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, Rabia Naz’ın şüpheli ölümüyle ilgili komisyon raporunun aylardır görüşülmediğine değindi.
10 Kasım 2020’de HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy, Disk-Ar raporuna göre pandemi sürecinden olumsuz olarak en fazla kadınların etkilendiğini, kadın işgücünün %7, kadın istihdamının ise %5.1oranında azaldığını belirtti.
TBMM’de izlediğimiz bir aylık süreçte toplam 18 grup toplantısı yapıldı.
Sadece HDP 1 toplantısını tamamen kadına ayırdı ve 37 dakika boyunca kadınların yaşadığı sorunlar konuşuldu. Hatta Eş Genel Başkan Pervin Buldan, bu gruptaki konuşmasında EŞİK’i Meclis’e taşıdı ve kadınlar için birlikte mücadele edeceklerini duyurdu.
Buna karşılık, grup toplantılarında kadınlara İyi Parti 6, CHP ise yaklaşık 15 saniye yer verdi.
20 Ekim 2020’de İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Anayasa Mahkemesi’ni tartışacağımıza, gelin şiddet gören, öldürülen kadınlarımızı, tacize, tecavüze uğrayan çocuklarımızı tartışalım” dedi.
27 Ekim 2020’de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘mutfaktaki kadının ıstırabı’, ‘çocuğunu emziremeyen annenin mama fiyatları karşısındaki ıstırabı’ndan sözederek, kadını sadece yemek ve çocuk bakımını üstlendiği toplumsal cinsiyet rolleri içinde andı. Kılıçdaroğlu aynı konuşmada bir kız çocuğuna istismar vakasını da gündeme getirdi: 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Akın Gürlek’in “yeni Zekeriya Öz” olduğunu, hukuksuz kararlar verdiğini belirtirken, “Erzurum’da 10 yaşındaki kız çocuğuna tecavüz edilirken bu beyefendi oradaydı” dedi.
54 KANUN TEKLİFİNDEN KADINLARIN PAYINA SADECE 1 TANE DÜŞTÜ
2 Kasım 2020’de CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin, “Yetiştirme yurtlarında kalmış kadınlardan geliri olmayanlara aylık harçlık verilmesi, SGK primlerinin ödenmesi ve çeşitli sosyal imkanlar sağlanması”na ilişkin kanun değişikliği teklifi verdi.
836 SORU ÖNERGESİNDEN SADECE 8’İ KADINLARLA İLGİLİYDİ
19 Ekim 2020’de HDP Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan, Toroslar ilçesinde bir okuldaki kadın öğretmenlerden, ‘dekolte giyindikleri iddiasıyla’ CİMER’e şikayet edildikleri için savunma istenmesini Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a sordu.
19 Ekim 2020’de HDP İstanbul Milletvekili Dilşat Canbaz Kaya da kadın öğretmenler hakkında giyimleri nedeniyle yapılan şikayetleri ve soruşturmaları Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a sordu.
20 Ekim 2020’de HDP Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, kadın istihdamıyla ilgili bazı verileri ve pandemide işsiz kalan kadın işçi sayısını Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’a sordu.
23 Ekim 2020’de HDP Tunceli Milletvekili Alican Önlü, kendisinden 8 buçuk aydır haber alınamayan üniversite öğrencisi Gülistan Doku için barajda yeniden başlatılan arama çalışmalarına ilişkin soru önergesi verdi.
26 Ekim 2020’de CHP’li 17 kadın milletvekili (Sevda Erdan, Sibel Özdemir, Neslihan Hancıoğlu, Burcu Köksal, Müzeyyen Şevkin, Nurhayat Altaca, Selin Sayek Böke, Aysu Bankoğlu, Gülizar Emecan, Lale Karabıyık, Gamze Taşçıer, Gülizar Biçer Karaca, Candan Yüceer, Suzan Şahin, Gamze Akkuş İlgezdi, Sera Kadıgil, Jale Nur Süllü) Adalet Bakanlığı’nın nafaka hakkının sınırlandırılmasına yönelik çalışma yürüttüğü iddialarına ilişkin aynı soru önergesini ayrı ayrı Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na sundu. Kadınların uğradığı ekonomik şiddet ve yoksunluğa dikkat çeken milletvekilleri, nafaka konusundaki gerçeklerin açıklanmasını talep etti ve “Kadın yoksulluğunun giderek arttığı Türkiye’de 370 TL’lik nafaka mı mağduriyet yaratıyor” diye sordu.
26 Ekim 2020’de HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, öz kızını istismar eden babaya verilen cezanın “bekareti bozulmadığı” gerekçesiyle; Nurcan Arslan’ı katleden Abdullah Melih Barış’a verilen müebbet hapis cezasının “cinayetin tasarlanarak işlendiğinin kesin olarak saptanamadığı” iddiasıyla Yargıtay tarafından bozulmasını Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e sordu.
27 Ekim 2020’de Ayşe Acar Başaran Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e, “Melek Aslan, kendisine iki kez şiddet uygulayan, şikâyet edip uzaklaştırdığı erkeğin azmettirmesiyle, kendi kardeşi tarafından öldürüldü. Daha önce defalarca başvurduğu halde neden korunamadı?” sorusunu yöneltti. 29 Ekim günü Meral Danış Beştaş da bu vakaya değinirken “Aile, yargı ve erkek işbirliği ile Melek Aslan yaşamından oldu. Kadına yönelik şiddette Melek Aslan sadece bir örnek. Yargı, devlet- aile elbirliği ve cezasızlık politikasıyla kadınların yaşamına ferman çıkarılıyor” dedi.
KABUL EDILEN KANUNLARDA KADININ ADI HİÇ YOKTU
16 Ekim-15 Kasım arasındaki bir aylık süreçte TBMM’de toplam 3 kanun kabul edildi. Hiçbiri kadınların yaşadığı sorunlarla ilgili değildi.
90 BASIN TOPLANTISINDAN SADECE 3’Ü KADINLARIN YAŞADIĞI SORUNLARA DEĞİNDİ
16 Ekim 2020’de AK Parti Bursa Milletvekili Emine Yavuz Gözgeç, 15 Ekim’in Dünya Kadın Çiftçiler Günü olarak kutlandığını anımsatarak, kadın çiftçilere özel olarak bir gün ayrılmasındaki amacın, çiftçi kadınların toplumdaki önemine vurgu yapmak, statülerini artırmak, hükümetleri ve kamuoyunu kadın çiftçilerin sorunları, ihtiyaçları konusunda duyarlı olmaya çağırmak, kadın çiftçilerin faaliyetlerinin görünür olmasını sağlamak ve dünyada ortak bir ruh oluşturarak farkındalık sağlamak olduğunu belirtti.
4 Kasım 2020’de HDP Antalya Milletvekili Saruhan Oluç, İşsizlik Sigortası Kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik yapan kanun teklifinin işçinin, işsizin, emeklinin, çiftçinin, KYK borçlusu öğrencinin olduğu kadar ev emeği harcayan kadının ihtiyaçlarına da aykırı olduğunu açıkladı.
22 Ekim 2020’de HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, partisinden bir grup kadın milletvekiliyle birlikte, pandeminin kadınlar üzerindeki etkisine ilişkin olarak hazırladıkları raporu açıkladı: “Salgınla beraber cinsiyet temelli ayrımcılıkların kadınların yaşamı üzerindeki etkisi büyük oranda arttı. Sadece 1 Nisan-30 Eylül tarihleri arasında en az 140 kadın erkekler tarafından katledildi. Özellikle karantina döneminde ev içindeki gündelik işlerin ve bakım hizmetlerinin artması, kadınlar için ev içi emek sömürüsünün yeniden tartışılmasına neden oldu. Kovid-19 etkisiyle revize edilmiş kadın işsizlik oranı yüzde 45,3. Yani 5 milyon 219 bin kadın işsizlikle karşı karşıya. İşsizlik oranının genel dağılımı ise yüzde 39,4. Yani pandemide yine yoksullaşan, işsizlikle karşı karşıya kalan kadınlar oldu” diye konuştu.
27 MECLİS ARAŞTIRMA ÖNERGESİNDEN SADECE 2’Sİ KADIN İÇİNDİ (VE KABUL EDİLMEDİ)
6 Kasım 2020’de HDP Şırnak Milletvekili Nuran İmir çalışan kadınların sorunlarının araştırılması için bir önerge verdi.
11 Kasım 2020’de HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm ve arkadaşları, Kovid-19 salgınının kadınlar üzerindeki sosyoekonomik etkilerinin araştırılması ve artan kadın yoksulluğunun engellenmesi amacıyla bir meclis araştırma önergesi verdi ve diğer önergelerin önüne alınmasını istedi. Bazı kadın milletvekilleri bu konuda söz alarak şunları söyledi:
HDP GRUBU ADINA FİLİZ KERESTECİOĞLU: “Kovid-19 salgınında topluma ‘evde kalın’ çağrısı yapılırken evlerde kalmanın yükü de yine kadınlara yüklendi.Hastaların ve hasta olmayan bireylerin bakımı; kreşlerin, okulların, özel rehabilitasyon merkezlerinin pandemi tedbirleri için kapalı tutulmasından sonra tabii ki evde bakımlar; çocuk bakımı, hijyen uygulamalarının artması ve sağlıklı beslenme. Yani kadınların çoğu zamanını ev içi emek ve bakım işlerine ayırmak zorunda kaldılar. Çalışan kadınlar çifte yükü çok ağır biçimde yaşadılar ve bu nedenle ya işten çıkarılmak durumunda ya da istifa etmek zorunda kaldılar; okullarda okuyanlar da okullarını bırakmak zorunda kaldılar. İşten çıkarma yasağının engellemediği kayıt dışı, güvencesiz işlerde, geçici süreyle çalışan kadınların birçoğu ise çoktan işlerini kaybettiler.”
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ARSLAN KABUKCUOĞLU: “Günümüzde, dünyada kadınlar dezavantajlı cinsiyeti teşkil etmektedirler. Kovid-19’la ülkemizde işten çıkarılmalar veya asgari ücretin yarısından daha az maaş alarak ücretsiz izne ayrılmalar bir vakıadır. Bunlar ailelerin geçimini zora sokmuştur, ailelerde yalnızlaşma ve içine kapanma artmaktadır. Bu sosyal faaliyetlerdeki azalma kadınları daha çok etkiliyor. Kadın ve erkekleri farklı şekilde etkileyen salgın hastalıklar, kadın ve kız çocuklarına yönelik mevcut eşitsizlikleri artırırken engelliler, yoksullar gibi kırılgan gruplara yönelik dolaylı ve doğrudan yapılan ayrımcılıkları daha da görünür hâle getiriyor.
CHP GRUBU ADINA SİBEL ÖZDEMİR: “Pandeminin zaten çok eşitsiz durumda olan kadınların yaşamlarını, istihdamını, çalışma koşullarını, ev işi şiddeti, yoksulluğu artırdığı verilerle de desteklenerek ortaya koyuldu. Evet, ekonomik büyümenin ve kalkınmanın yolunun kadınların ekonomiye katılmasından ve kapsayıcı ekonomi politikalarından geçtiğini defalarca burada gündeme getirdik. Pandemi sürecinde en fazla etkilenecek olan kadınlara yönelik politika üretilmesi çağrıları yaptık ancak bir karşılık bulmadı. Ülkemizde kronikleşen işsizlik sorununu derinleştiren Kovid-19 salgın krizi zaten sorun alanımız olan kadın istihdamını daha da olumsuz etkiledi. TÜİK’in -geçen temmuzdan- bu yılın temmuz ayı verilerine göre bir yılda 818 bin kadın daha iş gücünün dışında kalmıştır, her 10 kadından 4’ü kayıt dışı çalışmaktadır.”
AK PARTİ GRUBU ADINA NİLGÜN ÖK: “Pandeminin tüm dünyayı etkisi altına aldığı bu süreçte kadınlarımız da bu durumdan olumsuz etkilenen kesim oldu. Birçok ülkede kadına yönelik şiddet eylemlerinin tırmandığına, ekonomik ve sosyal olarak kadınların omuzlarındaki yükün daha da arttığına hep birlikte şahit olduk. Yakın zamanlara kadar kadınların ev dışında, özellikle iş ve siyaset dünyasında yer alamadığı, başarının, gücün ve iktidarın hep erkeklere ait bir durummuş gibi düşünüldüğü bir gerçektir. AK PARTİ dönemleriyle birlikte, kadının ekonomik ve sosyal hayattaki rolünün güçlendirilmesi için tarihî nitelikte adımlar attık. “Güçlü Kadın, Güçlü Aile, Güçlü Toplum” ilkesinden hareketle kadın ve kız çocuklarının eğitimi ve kadınların iş gücüne katılımıyla ilgili birçok teşviki hayata geçirdik ama şunu da ifade etmek istiyorum: Özellikle, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın kadınlarla ilgili pozitif ayrımcılık ilkesi de biz kadınlar için çok önemli bir adım olmuştur. Türkiye’de kadın iş gücünü 3 milyon 926 bin kişi artırarak 10 milyon 686 bine, kadın istihdamını 2 milyon 802 bin kişi artırarak 8 milyon 924 bine çıkartmış bulunmaktayız. Yine, bu dönemlerde kadının iş gücüne katılma oranı 6,5 puan artarak yüzde 34,4’e yükseldi. Tabii, yeterli midir? Değildir. Ama bu birden olmaz; bunu kadının da istemesi lazım, özel sektörün de güçlenmesi lazım, toplumun da güçlenmesi lazım.”
CHP ADINA GAMZE TAŞCIER: “Meclis çatısı altında çalışma hayatıyla ilgili bir teklif geldiğinde her seferinde heyecanlanıyorum “Acaba kadınların lehine yapılacak bir uygulama olacak mı”, diye ama her seferinde hüsrana uğruyorum. Türkiye’de kadın olmak ikinci sınıf insan görülmek demek, hayatın her alanından dışlanmak demek, haksızlığa uğratılmak, eşit olamamak demek. Çalışma hayatında da bu eşitsizlik kadınlar için maalesef var. Aile Bakanı, Plan Bütçe Komisyonu görüşmelerinde, kadın istihdamının desteklenmesi konusunda çalışmalar yapacağını ve bunun için de kurumsal çocuk bakım hizmetlerini destekleyeceğini ifade etti. Doğru çünkü kadın istihdamının önündeki en büyük engel maalesef çocuk bakımı. Yine TÜİK verilerine göre, 3 yaşın altında çocuğu olan her 4 kadından yalnızca 1’i istihdama katılabiliyor ki bu, geçen senenin oranı.Peki, Sayın Bakanın bahsettiği çocuk bakım hizmetlerini nasıl artıracaksınız? Örneğin ben iki yıldır kamudaki kreş sayılarını soruyorum, iki seferdir önergeme cevap verilmedi. Bilgi Edinme’den bilgiyi edinemedik. Sayın Bakana komisyonlarda iki kez sormama rağmen hâlâ cevap alamadık. Dolayısıyla, sayısını bilmediğiniz bir kurumla ilgili nasıl bir çalışma yapacaksınız tabii bu da merak konusu.”
AK PARTİ ADINA SALİH CORA: “Kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 50’nin üzerine çıktı.”
Bütün bu konuşmalardan sonra, kadın milletvekillerinin endişeleri haklı çıktı ve önerge kabul edilmedi.
GÖZÜMÜZ ÜZERİNİZDE, TBMM’Yİ İZLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ
EŞİK TBMM İzleme Raporu - 2
Son bir ayda, kadın hakları ve cinsiyet eşitliği adına TBMM’de yapılanlar ve daha çok yapılmayanlar
Eşitlik için Kadın Platformu (EŞİK) TBMM İzleme Grubu olarak, 16 Ekim-15 Kasım 2020 tarihleri arasındaki süreci kapsayan ikinci izleme raporumuz da parlamentonun kadın hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği dersindeki zayıf notlarını ortaya koydu. Bu dönem, 2021 Kamu Bütçe Tasarısı’nın tartışılmaya başlandığı günlere denk gelirken, usul ve yasalara uygunluk açısından oldukça tartışmalı olan yeni bütçenin de kadınların sorunlarının çözümüne, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik olmadığını bir kez daha gördük.
Cumhurbaşkanlığı, 2021 hedefleri arasına kadına yönelik ayrımcılığı daha da derinleştireceği kesin olan ‘Kadın Üniversitesi’ kurulmasını yerleştirirken; Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde hemen hiçbiri cevaplanmayan pek çok soru işareti ortaya kondu. Örneğin bütçe görüşmelerine halkın, STK’ların, özellikle kadın örgütlerinin katılması önerileri, bakanlığın ‘kadınların yaşadığı sorunlara dair’ nasıl bir bütçe ayırdığına ilişkin sorular gibi havada kaldı. Hakkında evinde çalışan Nadira Kadirova’nın şüpheli ölümüyle ilgili iddialar olan AKP milletvekili Şirin Ünal’ın bu görüşmelerde oturum başkanı olması ise adeta inadına seçilmiş izlenimi veriyordu ve tüm kadınlara bir tehdit niteliğindeydi.
Yıllardır dinlenmeyen bir uyarımızı, bu kez CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca yaptı: Üç ayrı hak ihlalleri alanının tek bakanlık bünyesinde yönetilemediğini belirten Karaca, “Kadın Bakanlığı kurulmadığı sürece, kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri ve istismarlarının önüne geçilebilmesi mümkün değil” dedi.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ MASKELERDE KALDI
Parti grup toplantılarında HDP Milletvekilleri Filiz Kerestecioğlu, Oya Ersoy, Gülistan Kılıç Koçyiğit ‘İstanbul Sözleşmesi Yaşatır’ maskesi taktı ve İstanbul Sözleşmesi yazılı dövizler taşıdı, Plan ve Bütçe Komisyonu’na mor feminalı maskesiyle katılan CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker, İstanbul Sözleşmesi’nin bir an önce hayata geçirilmesini, kadınların yaşam hakkının yok sayılmamasını istedi. Ancak Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer’in ‘İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik saldırılara neden sessizsiniz?’, CHP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil’in ‘Neden erken yaşta evliliklerle ilgili düzenleme yapılmadı? Neden kadınlar sadece ille de anne olsun isteniyor?’ gibi sorularını da cevapsız bıraktı.
Cevapsız kalmaması dileğiyle, biz de EŞİK olarak 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nün TBMM’de özel olarak kadına yönelik şiddet konusuna ayrılması, Meclis’in İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanıp uygulanmadığını denetleme görevini yerine getirmesi talebimizi yineliyor, bütçe konusunu ayrı bir raporda ele alacağımızı not düşerek, TBMM’nin son bir ayda gösterdiği ya da gösteremediği kadınlara dair performansına geçiyoruz:
GENEL KURULLARDA KONUŞAN 96 MİLLETVEKİLİNDEN
SADECE 9’U ‘KADIN’ DEDİ
16 Ekim-15 Kasım 2020 tarihleri arasında TBMM 9 uzun genel kurul toplantısı yaptı. Bu toplantılarda konuşan 96 milletvekilinden sadece 9’u kadınlara dair bir şeyler söyledi.
Bunun dışında sadece 3 milletvekili kadınlara dair konularla TBMM genel kurul kürsüsüne çıktı:
Eş Başkanı, TJA dönem sözcüsü Ayşe Gökhan’ın 83’üncü kez gözaltına alındığını ancak herhangi bir suç isnadı bulunmadığını belirtti ve bu keyfiyetin kadın hakları savunuculuğuna yönelik bir saldırı olduğunu söyledi. “Kadın katillerini, kadına yönelik suç işleyenleri, tecavüzcüleri, istismarcıları tutuklayın; kadın hakları savunucularına dokunmayın” dedi.
PARTİ GRUPLARINDA KADIN:
İYİ PARTİ’DEN 6, CHP’DEN 15 SANİYE!
TBMM’de izlediğimiz bir aylık süreçte toplam 18 grup toplantısı yapıldı.
54 KANUN TEKLİFİNDEN KADINLARIN PAYINA
SADECE 1 TANE DÜŞTÜ
836 SORU ÖNERGESİNDEN
SADECE 8’İ KADINLARLA İLGİLİYDİ
KABUL EDILEN KANUNLARDA
KADININ ADI HİÇ YOKTU
90 BASIN TOPLANTISINDAN SADECE 3’Ü
KADINLARIN YAŞADIĞI SORUNLARA DEĞİNDİ
27 MECLİS ARAŞTIRMA ÖNERGESİNDEN
SADECE 2’Sİ KADIN İÇİNDİ (VE KABUL EDİLMEDİ)
HDP GRUBU ADINA FİLİZ KERESTECİOĞLU: “Kovid-19 salgınında topluma ‘evde kalın’ çağrısı yapılırken evlerde kalmanın yükü de yine kadınlara yüklendi.Hastaların ve hasta olmayan bireylerin bakımı; kreşlerin, okulların, özel rehabilitasyon merkezlerinin pandemi tedbirleri için kapalı tutulmasından sonra tabii ki evde bakımlar; çocuk bakımı, hijyen uygulamalarının artması ve sağlıklı beslenme. Yani kadınların çoğu zamanını ev içi emek ve bakım işlerine ayırmak zorunda kaldılar. Çalışan kadınlar çifte yükü çok ağır biçimde yaşadılar ve bu nedenle ya işten çıkarılmak durumunda ya da istifa etmek zorunda kaldılar; okullarda okuyanlar da okullarını bırakmak zorunda kaldılar. İşten çıkarma yasağının engellemediği kayıt dışı, güvencesiz işlerde, geçici süreyle çalışan kadınların birçoğu ise çoktan işlerini kaybettiler.”
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ARSLAN KABUKCUOĞLU: “Günümüzde, dünyada kadınlar dezavantajlı cinsiyeti teşkil etmektedirler. Kovid-19’la ülkemizde işten çıkarılmalar veya asgari ücretin yarısından daha az maaş alarak ücretsiz izne ayrılmalar bir vakıadır. Bunlar ailelerin geçimini zora sokmuştur, ailelerde yalnızlaşma ve içine kapanma artmaktadır. Bu sosyal faaliyetlerdeki azalma kadınları daha çok etkiliyor. Kadın ve erkekleri farklı şekilde etkileyen salgın hastalıklar, kadın ve kız çocuklarına yönelik mevcut eşitsizlikleri artırırken engelliler, yoksullar gibi kırılgan gruplara yönelik dolaylı ve doğrudan yapılan ayrımcılıkları daha da görünür hâle getiriyor.
CHP GRUBU ADINA SİBEL ÖZDEMİR: “Pandeminin zaten çok eşitsiz durumda olan kadınların yaşamlarını, istihdamını, çalışma koşullarını, ev işi şiddeti, yoksulluğu artırdığı verilerle de desteklenerek ortaya koyuldu. Evet, ekonomik büyümenin ve kalkınmanın yolunun kadınların ekonomiye katılmasından ve kapsayıcı ekonomi politikalarından geçtiğini defalarca burada gündeme getirdik. Pandemi sürecinde en fazla etkilenecek olan kadınlara yönelik politika üretilmesi çağrıları yaptık ancak bir karşılık bulmadı. Ülkemizde kronikleşen işsizlik sorununu derinleştiren Kovid-19 salgın krizi zaten sorun alanımız olan kadın istihdamını daha da olumsuz etkiledi. TÜİK’in -geçen temmuzdan- bu yılın temmuz ayı verilerine göre bir yılda 818 bin kadın daha iş gücünün dışında kalmıştır, her 10 kadından 4’ü kayıt dışı çalışmaktadır.”
AK PARTİ GRUBU ADINA NİLGÜN ÖK: “Pandeminin tüm dünyayı etkisi altına aldığı bu süreçte kadınlarımız da bu durumdan olumsuz etkilenen kesim oldu. Birçok ülkede kadına yönelik şiddet eylemlerinin tırmandığına, ekonomik ve sosyal olarak kadınların omuzlarındaki yükün daha da arttığına hep birlikte şahit olduk. Yakın zamanlara kadar kadınların ev dışında, özellikle iş ve siyaset dünyasında yer alamadığı, başarının, gücün ve iktidarın hep erkeklere ait bir durummuş gibi düşünüldüğü bir gerçektir. AK PARTİ dönemleriyle birlikte, kadının ekonomik ve sosyal hayattaki rolünün güçlendirilmesi için tarihî nitelikte adımlar attık. “Güçlü Kadın, Güçlü Aile, Güçlü Toplum” ilkesinden hareketle kadın ve kız çocuklarının eğitimi ve kadınların iş gücüne katılımıyla ilgili birçok teşviki hayata geçirdik ama şunu da ifade etmek istiyorum: Özellikle, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın kadınlarla ilgili pozitif ayrımcılık ilkesi de biz kadınlar için çok önemli bir adım olmuştur. Türkiye’de kadın iş gücünü 3 milyon 926 bin kişi artırarak 10 milyon 686 bine, kadın istihdamını 2 milyon 802 bin kişi artırarak 8 milyon 924 bine çıkartmış bulunmaktayız. Yine, bu dönemlerde kadının iş gücüne katılma oranı 6,5 puan artarak yüzde 34,4’e yükseldi. Tabii, yeterli midir? Değildir. Ama bu birden olmaz; bunu kadının da istemesi lazım, özel sektörün de güçlenmesi lazım, toplumun da güçlenmesi lazım.”
CHP ADINA GAMZE TAŞCIER: “Meclis çatısı altında çalışma hayatıyla ilgili bir teklif geldiğinde her seferinde heyecanlanıyorum “Acaba kadınların lehine yapılacak bir uygulama olacak mı”, diye ama her seferinde hüsrana uğruyorum. Türkiye’de kadın olmak ikinci sınıf insan görülmek demek, hayatın her alanından dışlanmak demek, haksızlığa uğratılmak, eşit olamamak demek. Çalışma hayatında da bu eşitsizlik kadınlar için maalesef var. Aile Bakanı, Plan Bütçe Komisyonu görüşmelerinde, kadın istihdamının desteklenmesi konusunda çalışmalar yapacağını ve bunun için de kurumsal çocuk bakım hizmetlerini destekleyeceğini ifade etti. Doğru çünkü kadın istihdamının önündeki en büyük engel maalesef çocuk bakımı. Yine TÜİK verilerine göre, 3 yaşın altında çocuğu olan her 4 kadından yalnızca 1’i istihdama katılabiliyor ki bu, geçen senenin oranı.Peki, Sayın Bakanın bahsettiği çocuk bakım hizmetlerini nasıl artıracaksınız? Örneğin ben iki yıldır kamudaki kreş sayılarını soruyorum, iki seferdir önergeme cevap verilmedi. Bilgi Edinme’den bilgiyi edinemedik. Sayın Bakana komisyonlarda iki kez sormama rağmen hâlâ cevap alamadık. Dolayısıyla, sayısını bilmediğiniz bir kurumla ilgili nasıl bir çalışma yapacaksınız tabii bu da merak konusu.”
AK PARTİ ADINA SALİH CORA: “Kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 50’nin üzerine çıktı.”
Bütün bu konuşmalardan sonra, kadın milletvekillerinin endişeleri haklı çıktı ve önerge kabul edilmedi.
GÖZÜMÜZ ÜZERİNİZDE, TBMM’Yİ İZLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ
EŞİK-Eşitlik İçin kadın Platformu
20 Kasım 2020
Eşik Hakkında
EŞİK TBMM İzleme Raporu 1 için tıklayınız
www.esikplatform.net
iletisim@esikplatform.net